Son Randevu -5

Aldırmaz bir tavır takınarak sakince “Yine başladın saçmalamaya. Beni tek tedirgin eden şey ağzından çıkan katil kelimesi oldu. Sakladığım bir şey yok. Bütün bu sorgulama ve taciz bittiyse duş alıp dinlenmek istiyorum,” dedim. Sue hiçbir şey söylemeden birkaç dakika beni süzdü. O arada aslında benim söylediklerime inanıp inanmamayı tartıyor gibiydi. “Steve öldüğünden beri çok zor zamanlar geçirdiğini biliyorum. Hayatının otuz beş senesini beraber geçirdiğin biri aniden yok oluyor. Yalnızlığa alışmak ve onsuz hayatına devam etmenin çok zor olduğunun farkındayım. Ama geçen bu üç senede kendini toparlayacağını sanmıştım. Hem neden tekrar içmeye başladın? Bir şeyler yoluna giriyorken neden tekrar başa sarıyorsun?” dedi sorgular bir edayla. Neredeyse yetmişine gelmiş bir kadın olmama rağmen hala hayatımla ilgili kararların bana dikte edilmesi hatta iması bile beni irite ediyordu. İçmek, kusmak, yasımı istediğim kadar uzatmak, hatta ölmek bile benim tercihim olmalıydı. Kendimde ne tart...