Kayıtlar

Ocak, 2010 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Ben Buradayım

Akşam sekiz haberleri öncesi yayınlanan saat anonsu duyulduğunda, yaşlı kadın uzandığı kanapeden beklediği işareti almışcasına kalktı, önce yatalak kocasını sırtından kavrayıp doğrulttu, kenarda bekleyen yastıkları arkasına dayadı ve kahve için mutfağa yollandı. Cezveyi ateşe koydu ve altını kıstı. Artık eskisi kadar güçlü olmayan ayaklarını dinlendirmek için fırının yanındaki sandalyeye oturdu. Dipten yüzeye çıkan o minik kahverengi köpükleri görünce ocağı söndürdü. Şimdi mutfak ile salon arasında uzanan o uzun koridorda yürümesi gerekiyordu. Bir gözü yatağındaki kocasında, yavaş adımlarla yürümeye başladı. Koridorun yarısına gelmişti ki; yer sallanmaya başladı. Önce hafiften, sonra dengesini kaybetmesine yetecek kadar. Elindeki fincan yere düştü. Eskiden olsa kendine kızar, anında temizlemeye girişirdi. Şimdi tek düşüncesi hassas kemikleri ve ona muhtaç olan kocasıydı. Yakınındaki kapı koluna tutunarak düşmekten son anda kurtuldu. Tüm gücünü topladı ve kocasının yanına koştu. Onun ya

Tehlikeli Oyun -1

Yağmurun inceden sesi geliyordu kulaklarına. Yorganının içine soktu kafasını ıslanmaktan korunmak istercesine. Orada, ne kadar süre o şekilde yattığını bilmiyordu. Komidinin üzerindeki cep telefonu çaldığında, uykusundan ayılmaya çalışıyordu. Telefona uzandı ve ekrandaki isme baktı. Eşi arıyordu. Açmadı Didem. Banyoya gitti. Aynada şişmiş gözlerine ve yüzüne baktı. Eğer o sene yaşayacaklarını bilebilseydi belki de bu kadar kederle bakmazdı aynaya. Gülümserdi bile kendine. Ama nereden bilsin! Duş alıp okula gitmesi gerekiyordu. Onu, uzun zamandır şiş gözlerle görüyorlardı ve bunun bu şekilde sürmesi başkalarının ona acımasını sağladığı için kendinden tiksinmesine sebep oluyordu. Usulca soyundu, musluğu açtı ve duşa girdi. Sıcak suyun vücudundan akışını duyumsadı. Önce saçlarında sonra sırtında ve bacaklarında. Hazırlanmak için odaya geri döndüğünde aynaya yapıştırılmış notu gördü: “Bugün Belmaların evlilik yıl dönümü. Evlerinde kutlama yapacaklar. Saat sekizde hazır ol.” “Hala evlilik

Eski Bir Anı

Resim
Odadan kahkahalar yükselirken, ayağa kalkıp karıncalanmış ayağımın üzerine hafif hafif basarak pencereye doğru seğirttim. Yükselen sesler dışarı taşıyordu. İçimde nedenini bilmediğim bir burukluk oluştu. Dışarıya baktım. Pencerenin sağ kenarından hafif başımı çıkartarak, biraz da öne kaykılarak eğildiğimde koca katedralin üst kısmını görebiliyordum. Yapının soğukluğu uzaktan göz ucuyla bakmaktan öteye çekmiyordu beni. Hızla sırtımı çevirdim; dengemi tam kuramadım ve elimdeki şarap kadehinden iki damla masaya döküldü. Upuzun, yemyeşil alan ve inceden başlayan yağmur ile koşuşturan insanlar. Toprak kokusunu içeri davet etmek için pencereyi açtım. Gidip Kiki ile Koku arasına oturdum.

Yağmurlu Bir Gün

Resim
Yağmurun inceden sesi geliyor kulağıma. Nemli toprak havasını odaya doldurmak için camı açıyorum. Usulca açılan şemsiyeleri, yağmurdan kaçışan ve otobüs duraklarında kümeleşen insanları izliyorum. Bir de aldırmayanlar var. Onlar bozuntuya vermeden yürüyorlar. Zaten yaz yağmuru denilen şey de iki dakika sonra duruyor. Şöyle bir okşayıp geçmiş olmak için gelmiş. Yüzlerde huzur var. Dinginlik. Yağmur tüm olumsuz düşünceleri yıkamış gibi.

Psikopat Kız ve Yumurta

Resim
Boş kompartımana girip yerleştim. Kendimi koltuğa bırakır bırakmaz uyumuşum. Trenin o tatlı sallantısından beni uyandıran, burnumda vasıl olan haşlanmış yumurta kokusu oldu. O keskin ve kesif koku bende hipnoz durumundayken parmak şıklatması ile aniden kendine gelme durumu yarattı. Bana çevrili 4 çift göz buldum karşımda. 3 çocuğun da ellerinde yumurtaları, yemek için benim işaret vermemi bekler gibiydiler. Kadının ısrarlı uzatışını geri çevirmek kaba kaçacağı için kabul ettim. Ancak ne o yumurtayı yemeyi ne de o kokunun sarıp sarmaladığı odada biraz daha kalmayı istiyordum. Yanıma yumurtayı ve sigara paketini alarak dışarı çıktım. Bulduğum ilk açılabilir camdan dışarı attım yumurtayı. Bir sigara yaktım. Her sigarayı ağzıma götürdüğümde elime sinmiş olan o kötü kokuyu tekrar tekrar içime çekmek zorunda kalıyordum. Sigaradan da en az o yumurta kadar tiksindim. Dışarıyı izleyerek oyalandım biraz. Odaya geri gitmek için döndüğümde, arkamda beni incelerken bulduğum o yırtıcı bakışlı k

Adsız Şiir

Resim
Bağladım umut ve hayallerimi Avcumda kalan zaman kırıtıntılarına Ve uzattım sonsuzluğa.

Adsız Şiir -2

Gecenin hüznü müydü gözlerine yansıyan Yoksa yalnızlığı mı? Durdu, baktı boş karanlığın yansımasına ve ansızın kapadı gözlerini iki göz yaşı yuvarlandı kalbinin kuyusuna.