Kayıtlar

Aralık, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Can Kırıkları -1

Resim
  Hayal kırıklıklarımı topladığım tek yerin kütüphanem olmasını istemiştim. Ancak yudumladıkça hayatı, kalbimin arka sokaklarının hüsran anıtlarıyla dolduğunu gördüm. Yine de yaşama susamaktan vazgeçemedim. Neyse ki, o keskin yakıcı anlardan geçerken kendimi koruma kalkanına alma refleksini geliştirebildim. Nasıl başardım bunu diye düşündüm geçenlerde ve aklıma Caner ile yaşadığımız o kırık dökük hayal geldi.    Caner, erkek kardeşi ve iki arkadaşı ile kafa dinlemek için tatile gitmişti. Aslında süre belirtmemiş olmasına rağmen genelde dört günden fazla görüşmediğimiz olmazdı. Yokluğunun ilk iki günü kız arkadaş buluşmaları, aile ziyaretleri ve başka yükümlülükler gibi normalde beraber yapmadığımız işler ile geçti. İçten içe sıkılmaya hatta özlemeye başlamıştım. Burada olsaydı şöyle yapardık, bunu konuşurduk demelerimi, yatağın onun tarafında yatmalarım izledi. Her ne kadar bir yanım bulundukları beldeye gitmem gerektiğini savunsa da gerçekte hoş karşılanmayacağı fikri beni caydırı

Siktir Git!

Resim
  “Ya bi siktirip gider misin lütfen ya!” diye bağırdı Esra. Sigara molası için asma katın dışarı açılan bölmesine biriken herkes dönüp baktı, ne oluyor diye. Şebnem elinde ince sigarası dona kalmıştı. Tam ağzını açacak gibi oldu, geçen hafta sonu katıldığı özgüven kursunun hocasının söyledikleri geldi aklına. O sırada Emre müdahale etti Esra`ya. “Sakin ol be güzelim. Bu kadar celallenmenin âlemi yok,” dedi yumuşak bir ses tonuyla ve bir taraftan da Şebnem'e aldırma sen ona dercesine gözlerini kırptı. Esra hala Müdürünün biraz önce yaptığı haksızlığın o kavurucu öfkesiyle kaynıyorken hiç de saçma sapan spirituellik alıntıları dinleyemeyecekti. Ego`nu öldürmelisin, duygularını fark et ve serbest bırak gibi safsatalar, senin ağzına sıçmak isteyenlerin eline koz vermekten başka bir işe yaramıyordu. Bu mızmız, çıtı pıtı hatun onun kübiğinde tam karşısında oturduğundan sürekli göz göze de geliyorlardı. Yani hiç istemese de özür dilemek zorunda kalacaktı. “Kusuruma bakma lütfen. Çok sini