Son Randevu -1


Uzun zamandır ölmek istiyorum. Bunu açıkça söylememin sebebi bana acımanız değil. Salt gerçekliği ortaya koyma hissiyatı sadece. Zaten çevremde kalan az sayıda arkadaşımla sohbetimiz sırasında araya sıkıştırdığım nihai isteğime dair birkaç kelimenin onlar üzerinde herhangi bir tesirini de görmedim. Bu da beni kutsal bir mucizeyi beklerken çevresindeki minik işaretlere sevinen bir naif kadar mutlu etti.

Sonuç her ne kadar belirgin olsa da, kafamda o noktaya nasıl varacağıma dair tam bir fikrim yoktu. Boğulmak, yüksek bir binanın tepesinden atlamak, kendimi zehirlemek gibi yöntemler sadece insanların gazetelerin ikinci sayfalarında haberimi okuyup başlarını ve düşüncelerini başka yere çekmelerine yetecek. Hayır dostum! Benim gibi hayatının büyük bir çoğunluğunu kendini sanata ve yaratım sürecine adamış biri için çok yalın ve klişe. Ölümüm, dram içermeli ve merak uyandırmalı. Hatta herkesin kendine göre bir hikaye yazmasını bile isteyecek kadar bencilim bu konuda. Bu, çeşitli teknolojilerin pençesine bir keş gibi düşmüş, kalplerini ve ruhlarını da bırakın sanattan, yorumlamaktan bile anlamayan insan yığınlarının beğenisine sunmuş öğrencilerime de son dersim olacak.

Üzerinde çok düşündüm. İçime sinen tek yöntem bir kiralık katil tutmak oldu. Nerede, nasıl ve ne zaman olacağını bilmediğim bir randevu olmalıydı. Ben yine saçlarımı kabartıp, kırmızı rujumu sürüp, boynuma genç bir kızken Paris`ten aldığım fularımı dolayıp, şişenin dibinde az kalan parfümümü sıkıp, en sevdiğim çantamı koluma takıp çıkacağım evden. Hayatımın en özel randevusuna gidiyor olmak bu derece titiz bir hazırlık gerektirir. Sokak ortasında öldürülen bir kadın hikayesi nasıl aylarca akılları meşgul eder diyebilirsiniz. Çantamda birbiriyle alakası yokmuş gibi duran nesneler, dedikodu tutkunlarını kişisel tarihimin tozlu sayfalarına cezbedici bir yolculuğa çıkartacak. Kimlik kartım, kendimle ilgili gazetelerden yıllar önce kestiğim birkaç yazı, ismime imzalanan siyah beyaz fotoğraflar ve yıllardır bazı ilginç detayları not aldığım not defterim. O defter ki ihtiva ettiği isimler ve bilgiler ardımdan yazılacak hikayeleri tutuşturmaya yetecek tek nesne.
                                                                                                                                devam edecek...


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Siktir Git!

X-33

Yağmurlu Bir Gün