Tehlikeli Oyun -1

Yağmurun inceden sesi geliyordu kulaklarına. Yorganının içine soktu kafasını ıslanmaktan korunmak istercesine. Orada, ne kadar süre o şekilde yattığını bilmiyordu. Komidinin üzerindeki cep telefonu çaldığında, uykusundan ayılmaya çalışıyordu. Telefona uzandı ve ekrandaki isme baktı. Eşi arıyordu. Açmadı Didem. Banyoya gitti. Aynada şişmiş gözlerine ve yüzüne baktı. Eğer o sene yaşayacaklarını bilebilseydi belki de bu kadar kederle bakmazdı aynaya. Gülümserdi bile kendine. Ama nereden bilsin! Duş alıp okula gitmesi gerekiyordu. Onu, uzun zamandır şiş gözlerle görüyorlardı ve bunun bu şekilde sürmesi başkalarının ona acımasını sağladığı için kendinden tiksinmesine sebep oluyordu. Usulca soyundu, musluğu açtı ve duşa girdi. Sıcak suyun vücudundan akışını duyumsadı. Önce saçlarında sonra sırtında ve bacaklarında.

Hazırlanmak için odaya geri döndüğünde aynaya yapıştırılmış notu gördü: “Bugün Belmaların evlilik yıl dönümü. Evlerinde kutlama yapacaklar. Saat sekizde hazır ol.”

“Hala evliliklerini kutlayan insanların olması ne güzel değil mi?” diye geçirdi içinden. Mutlu evli çift rolünü sahneye koyalı 2 yıl olduğu için, bu konuda ustalaşmışlardı. Oynadığı rol üzerine tam oturan bir elbise gibiydi artık. Gerçek hisleri ile yapması gerekenleri birbirine karıştırmaya başlamış olmasının ne kadar farkındaydı? Ona göre kendi üstüne düşeni yapıyordu: eşini yüceltme, yerlere göklere sığmayan egosunu şişirtme rolünü; o ise hala bu bedene tapıyorum dercesine Didem’in beline dolanan eli, saçında dolanan parmakları ve masanın karşı tarafından ona göz kırpıp öpücük yollamasını çok güzel beceriyordu.

“Hani bazen insan yaşamakta olduğu zamanı kendince değiştirmek ister ya hayalinde. İşte öyle bir oyun oynasak ve ben tüm o mutlu aşık evli çiftler ile masada yemek yedikten sonra, evin hanımının tatlı servisini yaptığı sırada, tek tek suratlarına onlardan ve o iğrenç küçük oyunlarından ne kadar tiksindiğimi söyleyebilsem. Hatta kocamın yalancı iki yüzlü bir şerefsiz olduğunu da,".

Yorumlar

  1. Bu gerçekten Tehlikeli bir Oyun :) Oğuz Atay'ın Tehlikeli Oyunlar'ını da saygıyla anıyorum bu vesileyle...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Siktir Git!

Yağmurlu Bir Gün

Yorgan İğnesi -1